HAT MALZEMELERİ Kalem Hat sanatında yazma aleti olarak ince yazılar için kamış kalem, biraz iri hatlar için bambu ya da kargı ka...

HAT MALZEMELERİ


Kalem
Hat sanatında yazma aleti olarak ince yazılar için kamış kalem, biraz iri hatlar için bambu ya da kargı kalemi, daha da celî yazılar içinse, tahtadan yapılma ağaç kalemler kullanılır. Kamış, koparıldığı esnada yazmaya elverişli olmayıp, bir müddet tezek, hayvan gübresi altında bekletilir, pişip sertleşmesi sağlandıktan sonra kullanıma hazır hale gelir. İyi kalem, ne çok sert, ne çok yumuşak, ne çok kalın, ne çok incedir. Eğri, yassı ve dalgalı da olmayıp, tabii bir sertliği vardır. İnce, uzun ve düzgün bir silindir biçimindedir. Boğum araları en az bir karış kadardır. Sert bir zemine 15-20 cm. yükseklikten bırakıldığı zaman çevik, genç ve dinç bir ses çıkarır. Sağlam olmayan çatlak bir kamışın çıkardığı ses ise kısık ve boğuktur. Madenî uçlu kalemlerin kullanımı da söz konusu olabilir. Ancak, bunlar kamıştan mamul kalemler kadar tabii olmadığı gibi yazım esnasındaki kalem ve el hareketlerine de yatkın olmayıp, yazıya güzellik katmaya elverişli değildir. Mushaf-ı Şerif’lerin yazımında ise, açılışından sonra uzun süre ucunun bozulmaması sebebiyle Cava Kalemi tercih edilmiştir.


Kalemtraş
Kamış kalemlerin usulüne uygun açılmasında kullanılan saplı bir bıçak çeşididir. Tığ adı verilen su verilmiş çelikten mamul kesici kısmından başka, fildişi, kemik, boynuz veya benzeri bir nesneden yapılma uzunca bir sapı bir de bu iki kısmı birbirine perçinleyen çelikten pirazvanası vardır. Kesici kısmın aldığı şekle göre söğüt yaprağı, selvi, cam kırığı ve küt gibi adlarla anılan çeşitleri vardır.


Makta
Kamış kalem ucunun, üzerinde kesildiği ve çatlatıldığı bir alet olup, kemik, boynuz, fildişi, bağa ve benzeri maddelerden yapılırdı. Kalemin gövdesinin yatırıldığı yere ise kalem yuvası denir.

Kamış kalemin açılışı
Kamışın boğumu kalemtraşla alındıktan sonra kalem uç kısmı kalemi açandan yana olmak üzere sol elin avucu içine yatırılır ve kalemin açılan kısmı uzunca bir badem görüntüsü verinceye kadar iki yandan kesilir ve yontulur. Kamış yeterince sert değilse, biraz daha tok bir badem şekli tercih edilir. Kalemin gövdesinden ucuna doğru incelerek uzayan kısmına dil, uç kısmına ise ağız denir. Ağzı dilinden daha enli açılan kaleme de çakşırlı kalem adı verilir. Daha sonra kalemin ağzı makta’ üzerine yatırılarak ya da elde dikine çatlatılır. Buna şakk etmek tabir olunur. Sonra da yine makta üzerinde kalemin ucu yazılacak yazının gerektirdiği meyil gözetilerek kesilir. Bu işleme de katt etmek veya kat’ denir. Kalem ağzının yazana yakın tarafı ünsi, diğer tarafı da vahşî adıyla adlandırılır.


Kağıt
Hat sanatında kullanılan kağıtlar da özeldir. Kağıtlar evvela hamurları ne olursa olsun, nebati ve madeni boyalarla çeşitli renklere boyanırlar. Mürekkebi emip dağıtmaması, kaleme akıcılık sağlaması için kağıtların yüzeyine Ahar denilen bir madde sürülür ve daha sonra da mührelenir.
.
Kağıt Makası
Kâğıt, kumaş gibi ince şeyleri kesmeye mahsus ortadan bir vida ile bağlı iki bıçaktan meydana gelen kesme aletidir. Kâğıt makası, mum makası, terzi makası, oya makası gibi çeşitleri ve farklı şekilleri vardır. Bunlar içinde kâğıt makasları hat sanatına verilen önem sebebiyle özenle yapılır, sanat değeri taşırdı. Bir yazı takımında kalemtıraş, makta’ yanında mutlaka kâğıt makası da bulunurdu. Büyük tabakalar halinde imal edilen kâğıtları istenilen kıtada düzgün kesebilmek için kâğıt makas kullanılırdı. Ustaları Türk olan makaslar İstanbul ve Sivas gibi merkezlerde yapılırdı. Nâdiren Bosna ve Prizren’de de güzel ve zarif işlenen makaslara tesadüf edilirdi. Kâğıt makaslar çelikten, zarif ve uzun gövdeli, içi oluklu, ağızları bir birine uyumlu olurdu. Ekseriya gövde ve sapları altın kakma, mine kaplamalı yapılırdı. Sapları yaylı, açılır kapanır, içine giripte yuvarlak bir şiş gibi olanları da vardı. Saplarında iki parmağın geçip tutması için halkalı kısımları, Allah’ı hatırlatmak için sülüs hatla “ya fettâh” veya çifte “Ali” şeklinde yazı ile yapılır, bazan makası yapan sanatkârın adı oymak suretiyle yazılırdı.


Mıstar
Mistar Kâğıda satır çizmeye yarayan bir alettir. Üzerinde sıra sıra muntazam ibrişim gerili bir mukavvadan ibarettir ki, yazılacak yazıya göre kâğıtlar, parmak yardımıyla üzerine bastırılarak kabartma çizgiler meydana getirilir. Böylece sayfalar arasındaki satır düzen ve ahengi sağlanmış olur.

Mürekkep
Hat sanatında mürekkep denince ilk akla gelen, isten yapılma siyah mürekkeptir. Kırmızı, sarı ve diğer renklerde de mürekkep yapılmıştır. Çeşitli terkip ve tarifler içinde merhum Necmeddin Okyay’ın siyah is mürekkebi tarifi şöyledir: “Süzülmüş ve bekletilmiş boza kıvamındaki zamk mahlülü havana konup, içine azar azar is atarak tokmak yardımıyla zamka yedirilir. İs havalandığı için birden atmayıp yavaş yavaş karıştırılır ve tokmakla dövülmeye başlanır. Arada koyuldukça su ilâve edilerek daima boza kıvamı muhafaza edilir. Mürekkebin kalitesi, isin iyice ezilip zamkın içinde hallolmasına bağlıdır. Bu da günlerce döğmekle sağlanır (100 ile 500 bin tokmak arası)..”

Mürekkep yapımında kullanılan is; bezir yağı, bal mumu, neft yağı ve son zamanlarda da gazyağından elde edilirdi.
 


Likaa
Mürekkep sıvı şekliyle kalemin istifadesine sunulmaz, önce Lika adı verilen bir tutam kadar, su ile yıkanmış ham ipeğe emdirilir daha sonra kullanılır. İçinde lika olmaksızın hokkaya daldırılan kalemin ucunda mürekkep fazlaca toplanır. Kalemin kağıda teması anında bu mürekkep birden zemine yığılacağından, yazılan harfin başlangıç kısmı lüzumundan fazlaca kalın ve kaba bir görünüm arz edecek, dolaysıyla da yazının güzelliğini bozacaktır. Likanın sağladığı bir başka fayda da, hokkanın ağız kısmının aşağı bakması halinde bile mürekkebin dökülmemesidir.

Hokka, kalemdan ve divit
Mürekkep, lika adını verdiğimiz ham ipeğe emdirilmiş şekilde Hokka içersinde muhafaza edilir. Hokkalar genellikle madenî, bazen de cam veya sırlı topraktan mamul olup genişliği derinliğinden büyük olur.

Kalemlerin içinde saklandığı çoğu zaman silindir şeklindeki bazen kutu şeklinde de olur. mahfazaya Kalemdan veya Kubur denmektedir. Kalemdan ile hokkanın birbirine monte edilmiş şekline de Divit adı verilir.

Kaynak: Geleneksel Türk El Sanatlarından Yazıya Giriş. Doç. Dr. M. Hüsrev Subaşı 

0 yorum: