"Mütevazı Bir Harf Hikâyesi; Vav ve Amentü Gemisi"

Sergilenen her tablo,
insanoğluna söylenen, "Vav gibi olun." öğüdünü hatırlatıyor. Nasıl
vav gibi olunur, bunu öğrenmeye çalışırken ayrıntılara takıldık. Vav harfinin
hikmetleri, kulaktan dolma bildiklerimizden fazlasıymış meğer...

Vav, hayatın özeti bir nevi, yaşantısı Allah’a (cc) yakın olan bir kulun büyük sevdası, bir hattatın baş tacı her daim… Hat sanatının ilk öğrenilen harfi o. O yazılınca, diğerleri peşinden bir bir dökülüveriyor. Diğer bütün harfleri, kelimeleri bir araya getiren, eksik parçaları tamamlayan harf “vav”. Tıpkı ayrı duran hatları sımsıkı birleştiren bir çengel gibi… Bir de rahlenin önünde kendini vav çekmeye hazırlayan öğrencinin imtihanı. Çekilmesi en zor harf olduğundan bu. Koca bir kalp dolusu aşk, çok maharet, çok sabır istiyor.
Kayıkçının nasibi, Hafız Osman hediyesi

Kayıkçıya “Efendi, yanımda param yok, ben sana bir ‘vav’ yazayım; bunu sahaflara götür, karşılığını alırsın.” der. Kayıkçı, yüzünü ekşitip söylenerek yazıyı alır. Bir zaman sonra kayıkçının yolu sahaflara düşer. Bakar ki yazılar, levhalar iyi fiyatlara alınıp satılıyor; cebindeki yazıyı hatırlar ve satıcıya götürür. Satıcı yazıyı alır almaz, ‘Hafız Osman Vavı’ diyerek açık artırmaya başlar. Sonunda çok iyi bir fiyata satar. Kayıkçı, bir haftalık kazancından daha fazlasını bu ‘vav’ ile kazanmıştır.
Gel gelelim, bir gün Hafız Osman karşıya geçmek istediğinde yine aynı kayıkçıyla karşılaşır. Yol bitmek üzereyken ücretler toplanır. Hafız Osman da parayı kayıkçıya uzatır. Kayıkçı, “Efendi, para istemez; sen bir ‘vav’ yaz yeter.” der. Hafız Osman, tebessüm ederek cevap verir kayıkçıya: “Efendi, o ‘vav’ her zaman yazılmaz. Sen dua et başka bir gün para kesemi yine evde unutayım…”
Bir kulun altı Amentüsü

Ebced hesabında altı demektir “vav”. Yani, altı amentüsü (Amentü, Türkçede inanmak, iman etmek anlamına gelir.) inanan insanın. Altı yaradılış hikâyesi, koca kâinatın… Vav harfinin kâinatı temsil etmesi de bu yüzden. İslam âlimlerine göre Allah kelimesini tasavvufta karşılığı “66” sayısı… Birbirine kenetlenmiş iki vav harfi, Rabb’imizi temsil ediyor yani. Vav bir başına değil de başka bir vav ile bir araya gelip de Allah’ı anlatıyor. İşte bundan ‘vav’ın birliği, dirliği, beraberliği ve haddini bilmesi…
Hünkâr mahfilinde muhakkak bulunurdu

Osmanlı döneminde padişahın namaz kıldığı yeri, hünkâr mahfilini düşünün. Bu makamın kapısı bir insan boyundan çok daha kısa olurmuş. Kapısının üzerinde ise iki “vav” harfi, 66 ifadesi, yani yüce Allah’ın isminin sembolü muhakkak bulunurmuş. Padişah başını eğsin, kul olduğunu bilsin, ayakları yere bassın diye… Çünkü bu âlemi yaratan, sonsuz kudret sahibi Allah (cc) var; unutmasın diye…
Allah’ın gözü üzerimizde
Dr. Kaya Üçer (Mimar Sinan Üniversitesi Kalem İşi Öğretim Görevlisi): Vav harfi, alfabeyi oluşturan diğer harfler kadar kutsal olmakla beraber, yine de kendisine yüklenen anlam itibarıyla farklılığını, gücünü hissettirir. Topkapı Sarayı’nda ‘lale’ ile ilgili yaptığım bir araştırma sırasında dikkatimi çekti. Çiçekleri anlatan bir kitapta, çiçek isimlerinin yanında tasavvufi yaklaşımla mahlas isimler de vardı. Mesela ‘nergis’ çiçeğinin yanında “Peygamberin Gözü” yazmaktaydı. İşte, ‘vav’ harfi için de tasavvufi yaklaşımda, “Allah’ın gözü üzerinde” yorumu yapılır. Son zamanlarda yapılan cami ve mescit kalem işi süslemelerinde, kubbelerde ‘vav’ harflerinden oluşan kompozisyonlar, bu anlam yüklenerek mekân süslemelerinde kullanılıyor.
TÜRKAN UYMAZ – 24.02.2012
0 yorum: