Elif gibi dosdoğru olunmalı hayatta…
Be gibi tek nokta üzerinde durabilecek kadar dengeli olunmalı…
Te gibi olmalı, veda hutbesinde emanet bırakılan iki şeyi ( kuran ve sünnet ) sürekli başının üzerinde taşımalı insan…
Se gibi az konuşup 3 dinlemeli toplumda…
Cim gibi çocukça bakmalı hayata, ama cim gibi çok iş… yapmalı…
Ha hibi gönlü geniş dostlar edinmeli insan,
Hı kadar ağlamaklı olduğunda yardım edebilecek…
Dal gibi boynunu bükse de hayat, Zel gibi sabırla mücadeleyi bilmeli zorluklara karşı… Rı kadar gaflette olsa da insan bu dünyada,
Ze’nin noktası gibi başında dolanan bir ecel olduğunu mutlaka bilmeli…
Sin midir sanki bu dünyada noktasız pulsuz tek garip…
Şin gibi pulları vermeli getirip…
Sad kadar geniş olsada yüreğin,
Dat gibi hayatın kısa olduğunu bil…
Tı gibi bir yelkenlidir hayat,
Zı kadar yükü olan…
Ayn gibi göğe çevir yüzünü…
Ğayn’ın noktası kadar şüphe olmasın kalbinde…
Fe eyne tezhebuun… (kaçış nereye)
Gaf gibi iki gözünü aç…
Kef kadar cezben olsun…
Lam gibi tutunacak bir dal ol gariplere…
Mim’lenmiş olsan da yılma yıkılma…
Nun kadar suskun…
Vav kadar edepli ol…
He gibi haykır içinden geçenleri, pişman ol günahlara tevbe et!…
Lamelif gibi ellerini O (c.c)’na aç…
Ya Rabbi rahmet ve mağfiret kapılarını bize aç….
İnsan vav şeklinde doğar, bir ara doğrulunca kendini elif sanır.
İnsan iki büklüm yaşar, oysa en doğru olduğu gün ölmüştür.
Kulluğun manası vavdadır, elif uluhiyetin ve ehadiyetin simgesidir.
O yüzden Allah lafzı elifle başlar.
Elif kainatın anahtarıdır, vav kainattır.
Rabbi vav gibi mütevazı olsun ister kulları.
Musa dal olmuştur ama Firavunun gözü Elifte kalmıştır.
İbrahim ateşte vavdır, Nemrut bizzat ateşe odun.
Yunus, vav olup balığın karnında anca kurtarmıştır kendini.
İnsan iki büklüm olunca rahat eder ana karnında.
Boylu boyunca uzansa da kim rahattır mezarında?
Vavın elifle münasebeti ne kadar iyiyse, kainatın dengeside o kadar düzgündür.
Kim kimi hatırlarsa evvel o ona koşar.
Kainatta tüm cisimler boşlukta dönerken insan belki o yüzden boşlukta kalmamış, Rabbi onu imanla doldurmuştur.
Evvelde eliftir, bir ilahi nefesle ahirde vav olur kainat.
Manayı bilmeyenler vav diyemez vay der. Buna anlamca vaveyla denir. Yani vav olamadıkları için feryad edenlerin halidir.
Elif bir ağaç ve insan onun dalıdır. Azrail budadıkça nefesleri daha gür çıkar sesleri. Herbiri Dal olur ve o ağaçtan beslenir. Vav olur o ağacın gölgesine sığınır. Ve Allah insana seslenir, peygamber eliyle ulaşan mesajı hem dal hem vav ol der insana. “Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velileridir. İyiliği emrederler; kötülüğe engel olurlar. Namaz kılarlar, zekat verirler. Allah’a ve Resulüne itaat ederler. İşte bunlara Allah rahmet edecektir. Allah şüphesiz güçlüdür, hakimdir.” Başkasının önünde eğilmek ne zordur. Birilerinin emri altına girmek ne ağırdır. Krallara boyun eğmemiş insan görmediği bir varlığa mı itaat edecektir? İnsan kendinin bile farkında değildir iki lam birbirine sarılıp kainatı ayakta tutan sütunlar gibi durmuştur elifin ardında, kainatın gezegenleri yuvarlanıp son harf misali peşinden giderken, insan yolculukta geri kalmanın acısını ne zaman anlayacaktır. Zordadır sığınacak yeri yoktur. Evrene ve seslere kulak verenler duyar yeniden o kutlu çağrıyı; “Sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyin. Rablerine kavuşacak ve O’na döneceklerini umanlar ve Allah’a gerçek bir saygı gösterenlerden başkasına namaz elbette ağır gelir” Sonra çağırır insanı, belki cennet kokusunu duyurmak içindir bu davet, belki kendi yanına çağırıyordur. İşte o ayet: “Secde et, yaklaş!” Eğil ve ben senin başını göklere erdireyim, yıldızları ayağına sereyim, sana gezmekle bitiremeyeceğin cennetler, sayamayacağın nimetler vereyim demektir bu. Secde et, vav ol, vay dememek için……
İyi bakıldığında, görmek için bakıldığında; Bazen bir insanın secdedeki hali, bazen bir ceninin anne karnında ki haline benzer..
Vav Harfi, ‘ın Vahid ismini ve birliğini simgeler.
Ebced hesabında 6 rakamına denktir ki ; Bu yönüyle aynı zamanda imanın 6 şartını temsil ettiği söylenir. Kasem harfidir.
Aşkta tıpkı elif gibidir, isminde gizlidir, ama okunmaz.o olmadan da besmele sese gelmez.o her şeyin içindedir,ama hiç bir şeyde görünmez.
VAV’ın En önemli anlamı, insanın anne karnındaki duruşunu temsil ediyor, Ana rahmindeki bebek anlamında. Diğer bir özelliği ise, Vav harfi ‘Yemin’ anlamında, “Sana yöneldim, sana güvendim” anlamındadır. Vav harfini taşıyanların bu yemini ettiğini göstermekte. Vav harfinin anlamı oldukça derin. Arapça’da vav harfi tüm evreni, kainatı Yaratanın tek, yaratılanların ise çok olduğunu simgelemekte.
Vav harfini taşıyanların, sonsuz neşe ve huzur bulacaklarına, iç sıkıntılarından ve rahatsızlıklarından kurtulacağına inanılır. Gücü temsil eden Vav harfini taşıyanların, dokundukları her işte bolluk bereket bulacaklarına inanılıyor.
Vav’ı görünce dur! Vav Harfinin Sırrı Kur’an-ı Kerim’de vav ile başlayan ayetlerde yemin edilmiştir. Bir şeyin üzerine kasem ediliyorsa yemin edilen şeyin delil olarak kullanılacağını anlamalıyız. Bu yüzden vav eğer yemin anlamındaysa, arkasından dikkatlerimizin çekilmek istendiği önemli bir şeyin geliyor olacağını bekleyebiliriz. Ku’anı- Kerim’de çoğu vakitler üzerine -kuşluk vaktine, fecre, geceye, gündüze (vel-fecr, ve’d-duha, ve’n-nehâr, ve’l-asr, ve’l-leyl…) ve bunların alametleri sayılan güneşle aya yemin edilir. Asr sûresinde, mutlak mânâda zamana yemin edilerek, akıp giden vakti dikkatle değerlendirmesi konusunda insanoğlu uyarılır. Kullarını seven, onlara ihsan eden El-Vedüd’tür.
Vav harfinin Esma-ül Hüsna’dan El-Vedud ismi şerifiyle bağlantılı olduğu düşünülebilir. Kullarını seven ve sevilen. Sevmeyi gönlümüze koyan da, sevilmeye en çok layık olan da O’dur. Vav harfi, insanın secde haline benzetilir ya, yaratıcısına en yakın olduğu haline, kulluğumuzu simgeler bu yüzden. Vav gibi olmak; yani kulluğunu bilmek, secdeye kapanabilmek demek.
Hafız Osman Efendi, o ‘vav’ her zaman yazılmaz” demişti, meşhur kıssada
Ruhları şad olsun üstadların…Hayatımızda reddettiğimiz nice nice “VAV” lar var kimbilir …
Ebced hesabına göre Arap alfabesi`nin Vav harfi( و ); altıncı (6.)harfidir.
Kolye olarak taşınırsa böyle manalandırmak hoş olur ki; “Vav” harfli kolye Arapça’da yaradanın tekliğini, yaratılanınsa çokluğu anlamını taşır.
Vav harfini şekli anne rahmindeki bebeği temsil eder.
Vav harfi kolye; aynı zamanda yemin anlamına da gelir. “Sana yöneldim, sana güvendim” anlamındadır.
Vav harfi kolye , Allah’ın Vahid ismini ve birliğini simgeler.
Ebced hesabında 6 rakamına denk olup; aynı zamanda imanın 6 şartını temsil eder.
Vav harfi , hat sanatında çizilmesi en zor harflerdendir.
Bunun yanında, Ebcet hesabına göre “altı” anlamına gelir. İnançlı insan için altı rakamı Amentü (Amentü, Türkçe’de inanmak, iman etmek anlamına gelir), kainatın altı günde yaradılış hikayesi gibi ayrıcalıklı bir noktaya işaret eder altı. Bu nedenle Vav, kainatın da simgesi sayılır.
Vav, yüce yaratıcının tekliği, yaratılanın çokluğu anlamlarını da taşır. İslam alimlerine göre Tasavvuf’ta 66 sayısı, Allah kelimesinin karşılığıdır. Günümüzde de kullanımı oldukça yaygın olan; birbirine kenetlenmiş iki Vav harfi, yüce yaratıcıyı temsil eder. Vav’ın birliğin ve dirliğin simgesi olması da buradan gelir.
Tüm bunların yanında, secdeye eğilmiş bir insan sureti de Vav’da gizlenen anlamlardandır. Başını eğen, kulluğunu unutmayan insanın farklı bir temsilidir.
Elif! İnce, narin. Bütün harflerin en başı! Harflerin cümlesi Elif’ten yaratılmış…” Vav” dâhil!
Vav! En saygılı, en hürmetkâr kul! Başı önünde…Mahçup…Mütevazi…”Vav” gibi…Vav, kul olmuş! Evvel Allah’a sonra Elif’e…Güzel başını yana eğmiş, kaldıramaz. Eğilmiş Elif’in önünde, doğrulamaz! Kulluk, anlamını Vav’da bulmuş. Nihâyetinde Allah da her kulunun Vav misâli mütevazi olmasını istemez mi ?
Vav’ın mayası iyi, hamuru temiz… Aşk derdi dışında başı derde girmemiş o güne dek…Yunus Peygamber nasıl yunus balığının karnında ”vav” olup saklanarak kendisini kurtarmışsa, Vav da bütün tehlikelerden uzak durmuş her daim… Aşk dışında…
Vav, Elif’ine kavuşmalı ki kâinat huzur bulsun, her şey yolunda gitsin, rüzgârlar yönünde essin, yağmurlar gününde yağsın…
Velev ki günün birinde sevdiğine kavuşamadan emr-i Hak vâsıl olursa, işte o vakit Vav, mezarında tıpkı Elif olacak; Elif misâli kaskatı bir taş gibi dimdik yatacak. Vav, Elif’le o mekânda böyle bütünleşecek ama ne fayda? Orada her Elif olan huzura, aşka ermiş mi ki? Oraya uzanıp da Elif olan, geri gelip söyleyebilmiş mi ki? Zinhar, kimseler bilmez!
Elif de ”vav” olarak doğmuş aslında… Tüm Elifler, tüm ceninler gibi…Bir vakitler ana karnında ”vav”ken, ”vav” gibi kıvrılmışken, ”Elif” olup dimdik durmuş tüm mahlûkat misâli ölüm gelince….
Vav, ”vay!” eder, ”vâveylâ” eder durur, kavuşamaz Elif’ine…İnsaoğlunun çoğu bilmez ”vay!” diye dövünürken, dövünmenin, pişmanlığın esas anlamı ”vav!”dır. ”Vav!” denmeli esasında! Vav’ın düştüğü amansız aşka istinaden mi? Orası bilinmez….
Alıntı.
![]() |
0 yorum: